Kurum kültürü, yalnızca duvarlara asılan değer tablolarıyla değil, her gün yaşanan davranışlarla, karar anlarında verilen tepkilerle ve paylaşılan hikâyelerle şekillenir. Akademik literatürde Edgar Schein’ın da vurguladığı gibi, kurum kültürü üç katmandan oluşur: görünür yapılar, kabul görmüş değerler ve temel varsayımlar. Bu katmanlar içinde, değerler hem çalışanların anlam arayışı hem de şirketin stratejik hedefleri arasında bir köprü görevi görür.
Günümüzde yüksek performans kültürü inşa etmeye çalışan şirketler için değerler, sadece bir rehber değil, aynı zamanda birleştirici bir güçtür. Değerlerin tüm çalışanlar tarafından içselleştirilmesi, çalışan bağlılığını artırırken, kurumun sürdürülebilir büyümesini de destekler. Ancak bu içselleştirme, yalnızca eğitim dökümanlarıyla değil; yaşanmış örneklerle, liderlerin gerçek hikâyeleriyle ve samimi etkileşimlerle mümkün olur.
Bu bağlamda şirketinizde tüm çalışanlara açık olarak düzenlenebilecek olan “Değerlerimizi Keşfetme ve Canlandırma Atölyesi”, kurum kültürünün canlı tutulması ve değerlerin gelecek nesillere aktarılması için güçlü bir araç olabilir. Bu etkileşimli bir günlük etkinlik, çalışanların kendi değerlerini keşfetmelerini, bunları yaşanmış olaylarla ilişkilendirmelerini ve diğer ekiplerle paylaşmalarını sağlıyor.
Günün ilk bölümünde, katılımcılar kendi kişisel değerlerini tanımlayarak, bu değerlerin yaşamlarındaki anlamını ifade ediyor. Bu bireysel keşif, üst düzey yönetici ve liderlerin anlatacağı kurumsal örneklerle birleşerek, değerlerin şirket özelindeki karşılıklarını görünür kılıyor.
Öğleden önceki grup çalışmaları sayesinde, ekipler şirketin değerlerini somut olaylar üzerinden tartışıyor ve yaşanmış gerçek hikâyeleri paylaşıyor. Bu hikâyelerin seçilerek canlandırılması, değerlerin sadece teoride kalmamasını, duygusal bir bağ ile hatırlanmasını sağlıyor.
Öğleden sonra sahne alan “Değer Tiyatrosu” ile ekipler, değerleri dramatize ederek sunarken hem yaratıcılıklarını hem de empati yetkinliklerini geliştiriyor. Bu oyunlar, izleyen grupların da aktif katılımıyla değerlerin çok yönlü anlaşılmasına katkı sunuyor.
Günün sonunda, her çalışan kişisel bir içgörü ile ayrılıyor. Yazılı paylaşımlarla birbirlerinden öğrendiklerini fark ediyorlar. Böylece değerler, soyut ilkeler olmaktan çıkarak, herkesin yaşamına dokunan, kolektif bir hafızanın parçası haline geliyor.
Unutulmamalıdır ki, her kurum kültürü bir hikâyeler toplamıdır. Kurucuların inançlarıyla şekillenen bu kültür, ancak bu hikâyeler düzenli olarak hatırlanır, paylaşılır ve yeniden yazılırsa canlı kalır. Bu atölye, o hikâyelerin gün yüzüne çıkmasına ve geleceğe taşınmasına katkı sunacak güçlü bir adımdır.
Genel Müdürlere ve İnsan Kaynakları Yöneticilerine Çağrımız:
Gelin, sadece “değerlerimiz var” demeyelim. Onları birlikte keşfedelim, canlandıralım ve yaşatalım. Çünkü yaşatılan değerler, sürdürülebilir başarıya giden en sağlam yoldur.